Emekli Korgeneral Lazaros Kampouridis Yunan medyasında yer alan “Türkiye’nin Doğu Afrika’daki Ayak İzi ve Önemi” başlıklı analizinde dikkat çekici ifadeler kullandı.
X Platformunda (hermes | jeopolitik ) ismiyle paylaşımlar yapan hesap, yazının çevirini şöyle kaydetti:
Türkiye’nin bu dönemdeki iddialı dış politikasının en karakteristik örneği, Ankara’nın Doğu Afrika’daki hamleleridir ve komşu ülkenin daha geniş bölgedeki stratejisini ortaya koymaktadır.
Doğu Afrika ülkeleriyle imzaladığı anlaşmalarda, Ankara’nın henüz gün ışığına çıkmamış balistik füze programıyla ilgili unsurlar da içeriyor.
Türk heyetinin Kahire ziyareti sırasında iki ülke arasında savunma konuları da dahil olmak üzere bir dizi anlaşma imzalandı.
Son Türkiye-Somali anlaşması, Somali’nin karasuları ve MEB’inde koruma sağlanmasını içeriyor. Türkiye ayrıca Somali için bir filo inşasını üstlenecek ve Mogadişu’daki çok büyük askeri üsse ek olarak Türk donanmasının da artık bir deniz üssü olacak.
Bunun karşılığında Türkiye, 10 yıl boyunca bölgedeki ihraç edilen hidrokarbonlardan elde edilen karın %30’unu alacak.
Türkiye ayrıca Kızıldeniz’in kontrolü için kilit bir ülke olan Cibuti ile ülkenin polis ve askeri güçlerinin Türk MİT, Emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından eğitilmesini öngören bir anlaşma imzalamıştır.
Cibuti Türkiye’den bir dizi Bayraktar TB2 İHA satın aldı ve iki ülke arasındaki ilişkiler altyapı, eğitim, sağlık ve ticaret alanlarında genişledi.
Geçtiğimiz Nisan ayında Türkiye Etiyopya ile de bir askeri anlaşma imzalamış ve bunu Türk Bayraktar TB2 İHA’larının satışı izlemiştir.
Hem askeri hem de ekonomik nitelikteki anlaşmaların imzalanması 2021 yılından bu yana istihbarat ve savunma sanayi sektörlerini de kapsayacak şekilde genişletildi.
Türkiye, Kenya ile mükemmel ilişkilere sahiptir ve ticaret ve proje finansmanı konularında anlaşmalar imzalamıştır. Ayrıca 2023 yılında iki ülke, Türk savunma teçhizatı imalat şirketlerinin Kenya silahlı kuvvetlerine askeri teçhizat sağlayacağı bir Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşması imzalamıştır.
Son olarak, Türkiye 2021 yılında Sudan ile yenilenebilir enerji, ekonomi ve savunma teçhizatı satışına yönelik askeri iş birliği anlaşmaları imzalamıştır.
Ancak en önemli anlaşma, Türkiye’nin uzun menzilli füzeleri ve Ankara’nın uzay programının füzelerini test etmek için Somali topraklarını kullanmasına izin veren anlaşmadır.
Bu amaçla TSK Sinop’ta bir atış alanına sahip ancak Karadeniz ülkelerinin hava sahası ihlal edildiği için bu tür uzun menzilli testler için kısıtlamalar var.
Türkiye’nin son yıllarda balistik füze üretmek için Pakistan ile iş birliği yaptığı biliniyor, zaten Pakistan 1960’lardan beri bu konuda uzmanlığa sahip. Pakistan halihazırda 600 – 2900 km menzilli balistik füzelere sahiptir.
Bu kapsamda Türkiye ile Pakistan arasında uzun menzilli balistik füzelerin geliştirilmesi konusunda iş birliği anlaşması imzalanmıştı.
Sonuç:
Türkiye, bu anlaşmalardan yararlanarak sadece bölgenin zengin doğal kaynaklarından faydalanmayı değil, aynı zamanda Afrika Boynuzu ülkelerinin ilişkilerindeki farklılıkların ve özellikle Mısır-Sudan-Etiyopya, Somali-Etiyopya ve Kenya-Somali arasındaki sorunlu ilişkilerin çözümünde bir faktör olmayı hedeflemektedir.
Dolayısıyla Ankara bu anlaşmalarla sadece yeni üsler kurarak ve bölgenin doğal kaynaklarını sömürerek askeri varlığını güçlendirmeyi değil, aynı zamanda Kızıldeniz’in güney girişinin ve Hint Okyanusu’na ulaşımın kontrol alanı olduğu için çok önemli olan Doğu Afrika bölgesinin siyasi, ekonomik ve askeri kontrolü nihai hedefiyle bağımsız bir siyasi aktör, anlaşmazlıkların çözümünde hakem olmayı amaçlamaktadır.
Türkiye’nin balistik füze programını test etmek için Somali topraklarının kullanılması, bölgedeki askeri ve deniz üssüyle birlikte, Ankara’ya gücünü ve yeteneklerini gösterme, bu bölgenin büyük önemini kontrol etme ve güneyden İsrail’i ve politikasıyla uyumlu olmayan Orta Doğu ülkelerini tehdit etme fırsatı veriyor.
